Sevgilim,
Beyaz bir sayfaya bakar gibi
Bakıyorum
Bana bomboş görünen bu göğe!
Ve yazacak bir şeyler arıyorum
Kulaklarını oynatan
Havayı koklayan bir kurt gibi
Fakat
Bulamıyorum yönümü bir türlü
Acaba ne yazsam!
Halbuki gözlerim değildir bakıp da göremeyen
Şükür ki iyi görürüm
Ve bunu en iyi sen bilirsin aşkım!
-Çünkü sana göre
Kusur bulmak için yaratılmıştır
Bu lanet olası gözler! –
Yo, hayır!
İkimiz de biliyoruz bu gerçeği
Gözlerim değildir sorun,
Çünkü göze gerek yoktur
Görebilmek için
Bu güzel yağmur sonrası göğünü
Ve üstünde şimşeklerin kükrediği
Şu yoksul damlarda parlayan
Öğle sonrası güneşini
Ve de duygularım gibi akıp gitmeye meyyal
Bu bir top beyaz bulutu da
Bunları görmek sevgilim
Ve bunları lirik bir sesle betimlemek
Şair yapmaz hiç kimseyi
Eğer bulamıyorsa insan en doğru sözcükleri!
Halbuki
Bunu yazmalı mıydım bilmiyorum
Fakat burada
Bana boş görünmeye devam eden bu göğün altında
Bir savaş gemisi
İniyor kızaktan suya
Yo hayır, hayır inmiyor sevgilim!
İndiriliyor!
Biz
Yani işçileri bu tersanenin
Kâğıt bir oyuncak gibi
İndiriyoruz onu gururla suya
Belki gezecek dünyanın en zorlu denizlerini
Kim bilir nerelere asker ve mühimmat taşıyacak bu gemi
Ve kim bilir hangi soysuzu
Hangi saraya kral yapacak!
Elbette düşünecek halimiz yoktur bunları
Çünkü bizi sömürenler veriyor
Dünyaları bahşeder gibi
Kursağımızı zar zor dolduran yevmiyelerimizi
İşte ben de diğerleri gibi
Kapayıp gözlerimi
Bir kez daha inanmak istiyorum
Hiçbir derdime derman olamamış yüce tanrının
İyilik ve adalet dağıttığına!
Çünkü hala bakıyorum
Beyaz bir sayfaya bakar gibi
Bana bomboş görünen bu göğe!
Ve ne yazsam acaba diye düşünüyorum hala!
Şehrin gürültüsünü mü
Yoksa çamurunu mu sapa yolların?
Halbuki olsaydı cesaretim biraz
‘Yaşasın adalet!’ dediklerinde
Bağırırdım ben de Dreyfus gibi
‘Hayır, yaşasın hakikat!’ diye