Nasıl peyda olurdu o dudakların

Mor güllerdi

Susuşların uçuğunda sessizliğin

Alırdı beni yıldızlı gecelere kara gözlerin

Bakar bakar keşfedemezdim sınırlarını güzelliğinin

Anlardım ah kaderimi gözlerinden

Çünkü iyi düşünülmemiş bir sözle başlardı

Bütün o ipince yağmurlar

Ve nasıl oluyorsa olurdu bu

Göğü eskiten kuşlar gibi

Unuturdun beni

Akça bulutların üstünde

Bilemezdim seni ne çok üzdüğümü

Çünkü giderdin apansız

Yüreğime bırakıp bir kördüğümü

Gitmesen yanar mıydım böyle dal dal

Aşkı büyüten bu sarı ormanda

Suya aldanmış ceylanlar gibi

Oysa şimdi

Yollarında yokluğunun

Güneşli ıssız tarlalardan geçen

Kara köpekler gibi

Sessizce bekliyor beni yalnızlığım

Ve düşünüyorum

Acaba sen de gelip geçtin mi diye

Bu aziz yanılmışlıklar dağının boğazından kederlice